SSS (Türkçe)

SIKÇA SORULAN SORULAR (SSS) ve ask.fm

Bir süredir ask.fm üzerinden bas gitar, akademik kariyer vb. konular üzerine sorular cevaplıyorum. Fakat ask.fm’in güzel bir arama motoru yok (maalesef google custom search de düzgün çalışmıyor). Bu yüzden insanlar sormak istediği şey daha önce soruldu mu rahat şekilde göremiyor, bunun sonucu olarak da benzer sorular tekrar tekrar soruluyor. Bundan dolayı çok sık sorulan soruları bu sayfada topladım, umarım yardımcı olur. Yeni sorular biriktikçe bu sayfayı güncellemeyi düşünüyorum.
Ayrıca eskiden küfürlü olanlar dışında bütün sorulara cevap veriyordum, ama bir süredir hem profili temiz tutmak hem de zamandan tasarruf etmek için bazı soruları cevaplamadan siliyorum. Eğer sorunuza cevap alamadıysanız, büyük ihtimalle aşağıda yazdığım kategorilerden birine dahildir.

Cevaplanmayacak sorular

Son olarak, ask.fm profilim ile ilgili bir sizlerden çok güzel geri dönüşler aldım, yardımcı olabildiğim için çok mutluyum, ilginiz için teşekkür ederim.

Bas Gitar Ekipman Tavsiyesi

Bas Gitar Tekniği

Müzik

Akademik Kariyer ve Zaman Yönetimi

Diğer Müzik Grupları ve Basçılar Üzerine

Achroma Rising

Diğer

Bas Gitar Ekipman Tavsiyesi

Bas gitara yeni başladım, hangi gitarı alayım?

Başlangıçta hangi gitarı aldığının pek önemi yok. Çalmaya başladıktan sonra ne tarz klavyelerden ve hangi manyetiklerin tonundan hoşlandığını göreceksin. Bu yüzden görüntüsü hoşuna giden herhangi bir gitarı al. Ardından tecrübe edindikten ve neyi sevdiğini anladıktan sonra daha iyisini alırsın.

Bir süredir bas gitar çalıyorum ve daha iyi bir gitar almak istiyorum, ne tavsiye edersin?

Bana gitar soran herkese istisnasız Ibanez SR modellerini (500 ve üstü) öneriyorum. Sebebi de bence bir gitardaki en önemli parametrenin rahatlık olması ve denediğim fabrikasyon gitarların hepsinde sap rahatlığı konusunda Ibanez’in bariz öne çıkması. Tonlarını ve görüntüsünü de çok seviyorum.

Amfi ne tavsiye edersin?

Yatak odasında çalmak için Ibanez’in 20-30 wattlık modelleri gayet yeterli. Eğer ton aralığı daha geniş ve üzerinde temel efektleri barındıran bir şey istiyorsanız Roland Cube de kullanabilirsiniz. Sahne için bulabiliyorsanız Ampeg SVT-4 kafa ve Ampeg kabin tavsiye ediyorum. Eğer pahalı geliyorsa ya da bulamıyorsanız Hartke kafa kabin + Sansamp bass driver DI pedalı işinizi görecektir.

Tavsiye ettiğin pedallar?

Yukarıda da lafını ettiğim Sansamp Bass Driver DI olağanüstü bir pedal, tonun sertliğine ve derinliğine inanılmaz etki ediyor. Sert müzik yapıyorsanız bence kesinlikle almanız lazım. Onun muadili sayılabilecek MXR’ın bir modeli var onu da deneyebilirsiniz. Bunun dışında Aguilar Tone Hammer’da tonunuzu renklendirmek için gayet başarılı, fakat o pedalı daha çok sert müzik yapmayanlar tercih ediyor.

Efekt pedalları konusunda tavsiye vermek için iyi bir kaynak değilim. Çok nadir efekt kullanıyorum ve bu pedallar üzerinde geniş bir bilgim/tecrübem yok. Kayıtlarda bu tarz şeyler lazım olunca pedallar değil pluginler üzerinden hallediyorum.

5 ve 6 telli bas gitarların olayı nedir? İleride bunlara geçmem gerekiyor mu?

Hayır böyle bir zorunluluk yok. Bu gitarlardaki fazla teller çaldığın ses aralığını genişletmene ve bazı pozisyonları daha rahat çalmana yol açıyor, hepsi bu. Eğer daha tiz ya daha pes notalara ihtiyaç duymuyorsan, ya da gitarda sol elini çok açman gereken şeyler çalmıyorsan 4 telli gayet yeterli.

Ben 5 telli ile başladım ve ona alıştım. Ayrıca daha sonra çaldığım grupların gitaristleri 7 telli gitarlar kullandığından kalın B teli lüks değil ihtiyaç haline geldi. Eğer 7 telli gitarların olduğu bir grupta çalıyorsan B teli vazgeçilmez hale geliyor.

6 telli bas gitarda en alta gelen Do teli çok daha temiz akorlar basmana ve rahat solo atmana imkan veriyor. Ben de solo atmaya meraklı olduğum için 6 telli (ve hatta 7 telli) gitarlara yöneldim. Eğer solo atmaya ilgin varsa o ekstra ince tel hayatını baya kolaylaştırıyor.

4 telli bas gitardan 5 ya da 6 telliye geçerken ne gibi zorluklarla karşılaşırım?

İlk zorluk telleri susturmak. Ne kadar fazla tel demek susturmak o kadar zor demek. Özellikle 6 tellide temiz çalabilmek için başlarda biraz efor sarf etmek gerekiyor.
İkinci zorluk ise ağırlık, genelde bu gitarlar daha ağır oluyorlar. Sahnede alışmak zaman alıyor.

Kısacası, 5,6 telli bir bas alırken o ekstra telleri gerçekten kullanıp kullanmayacağını iyi düşün. Yoksa çok nadir kullanacağın teller için ekstradan ağır ve susturması zor bir gitarın olacak.

Kaç gitarın var ve modelleri ne?

An itibariyle altı tane var;

Ibanez SR 706 6 Telli Perdeli

Fatih Yılmaz 2008 El yapımı 6 telli Perdeli (Maun gövde ve sap, hareli akçaağaç kaplama, abanoz klavye, EMG DC6 manyetikler)

Fatih Yılmaz 2009 El yapımı 6 telli Perdesiz (Maun gövde ve sap, ceviz kaplama, yılanağacı klavye,Köprü Nordstrand DC6 manyetik, Sap Fatih Yılmaz el yapımı manyetik)

Fatih Yılmaz 2015 El yapımı 4 telli Mini Bas Gitar

Adamovic Eric Czar Signature (7 Telli Perdeli)

Adamovic Eric Czar Signature (7 Telli Perdesiz)

Kayıtlarını nasıl yapıyorsun?

Eskiden (2010-2014) gitarımı Roland Cube amfiye, oradan da M-audio fast track external ses kartına giriyordum. Şu an ofisimde gitarımı Sansamp pedalıma oradan da PreSonus ses kartına giriyorum.

Kayıt programı olarak Cubase 5 kullanıyorum. Amfi/Kabin simülasyonu için Ampeg SVX, kompresör için ise Cubase’in içindeki pluginleri kullanıyorum.

YouTube videolarını nasıl hazırlıyosun?

Eskiden (2010-2014) Flipcam HD kamera ile görüntümü kaydederken bir yandan yukarıda açıkladığım şekilde gitarın sesini kaydediyordum. Sonra oturup o ses kaydını parçanın orijinal ses doyası üzerine Cubase kullanarak miksliyorum. Sonra da video dosyasının sesini siliyorum ve Windows Live Movie Maker (ya da duruma göre iMovie) kullanarak mikslenmiş ses dosyası ile video dosyasını senkronize ediyorum. Artık Flipcam yerine iPhone 6 kamerasını kullanıyorum.

Kulaklık ve monitor ne kullanıyorsun?

Auvio’nun ucuz bir modelini kullanıyorum. Referans monitörüm yok, çok basit miksler yaptığım için öyle bir ekipman almaya henüz ihtiyacım olmadı.

Gitarımın ayarlarını nasıl yaparım?

Eğer hiç yapmadıysan bir ustaya götür ya da bilen bir arkadaşından yardım al. Biraz tecrübe edindikten sonra şurayı okuyarak kendin yapmayı deneyebilirsin

Gitarımı nasıl temizlemeliyim?

Temizlik işlerine çok dikkat etmiyorum. Arada bir gitar mağazasından aldığım bir bezle gitarlarımı siliyorum o kadar.

İstanbul’da gitar bakımı/yapımı için kimi tavsiye edersin?

Benim el yapımı gitarlarımı yapan Fatih Yılmaz (Mile Guitars). Atölyesi Tünel’de,

Kullandığın tel markası ve kalınlıkları nedir??

Eskiden Dadarrio nikel kullanıyordum, bir süredir Kalium Strings adında custom tel üreten bir firmadan alıyorum. 6 telli bas gitarlarım için kullandığım kalınlık .130 .098 .073 .055 .039 .028. Türkiye’de bulunmadığı için Amerika’ya seyahat ettiğimde alıyorum.

Tellerin kalınlıkları tona ve çalıma nasıl etki eder?

Teller kalınlaştıkça gerilim artar. Bu yüzden düşük akortlarda çalan basçılar perde cızlamasını önlemek için daha kalın teller tercih ederler. Fakat teller kalınlaştıkça çalması da zorlaşıyor. Bu yüzden ben akordumu düşürsem de çok kalın teller kullanmıyorum ve birazcık perde cızlamasını göz ardı ediyorum.

Telin yapıldığı materyal tona nasıl etki eder?

Çelik teller daha parlak ve tiz tonlar verir, nikel teller ise biraz daha kapalı ve koyudur. Ben eskiden ağırlıklı olarak kemik tonlarla çalar ve çelik teller kullanırdım. Son zamanlarda ise o kadar tiz tonlardan hoşlanmadığımı keşfettim, artık nikel kullanıyorum.

Bas Gitar Tekniği

Pena mı, parmak mı?

Bu soru ve ona benzer birçok sorunun cevabı şu yazıda.

Solağım, illa solak bas gitar mı çalmam lazım?

Hayır, tam aksine ilk kez başlıyorsan normal bir gitarla başla. Bas gitar her iki elin de aktif olarak kullanıldığı bir enstrüman. Ben de solağım ama normal gitar çalmanın hiç bir dezavantajını görmedim. Solak gitarlarda ısrar edersen hayatın boyunca çok kısıtlı model seçenekleri ile uğraşacaksın, ya da el yapımı yaptırmak zorunda kalacaksın. Eğer bir süredir solak gitar çalıyorsan ve tekniğin oturmuşsa sıfırdan başlamanın çok bir manası yok tabii, ama yeni başlıyorsan normal gitarla başlamanı öneririm.

Sağ eli hızlandırmak için ne gibi egzersizler önerirsin?

Bu konuda pasifagresif.com için detaylı bir yazı yazdım, ondan faydalanabilirsin. İçinde ses örnekleri ve egzersiz videoları da var.

Sol eli geliştirmek için ne önerirsin?

Sol el serçe ve yüzük parmağını güçlendirmek için şöyle bir egzersiz hazırladım,

Sweep, tapping, slap gibi ileri teknikler ile ilgili ders videoları koyacak mısın?

Sweep ve tapping için evet, ilerleyen zamanlarda bunlar için hem yazılarım hem de videolarım olacak. Slap ise yakın zamanda düşünmüyorum çünkü bu tekniğe o kadar hakim değilim.

Perdesiz bas gitara yeni başlayacak birine tavsiyelerin nelerdir?

Perdesizde ilk yaşayacağın zorluk entonasyon. Perdelerin yokluğu yüzünden bol bol koma ses basacaksın. Sol elini klavye üzerinde doğru yere basması için eğitmen gerekiyor. Tavsiyem, referans sesler eşliğinde gam çalış. Referans sesleri Guitar Pro gibi bir program kullanarak programlayabilirsin, ya da internetten gamların piyanoda ya da gitarda çalındığı mp3ler bulabilirsin. O seslere dikkat ederek pes ya da tiz kaldığını duymaya çalış. Ayrıca çizgileri olan bir perdesiz elde edinirsen entonasyon konusunda çok daha rahat edersin.

İkinci konu ise vibrato. Perdesizin en büyük olayı çok hafif şekilde sol el parmağını ileri geri hareket ettirerek sıcak bir vibrato elde edebilmen. Fakat bunu entonasyonu koruyarak kontrollü şekilde yapmak ustalık isteyen bir şey. Bunu çalışırken kendini kaydet ve sonra o kayıtları dinleyerek vibratoyu abartıp abartmadığını ve detone olup olmadığını kontrol et.

Özel ders veriyor musun?

Zaman bulabilirsem arada Skype üzerinden ders veriyorum. Detaylar için bana Facebook ya da e-mail ile ulaşabilirsiniz.

Bas gitar neden metal müzikte geri planda? Birçok metal parçasında bas gitar net duyulmuyor?

Bunun üç tane önemli nedeni var. Birincisi prodüktörlerin hatası, maalesef hala bir çok prodüktör bas gitarı belirgin hale getirmekten kaçınıyor, ya da bunu nasıl yapacağını bilmiyor. İkincisi ise gitaristlerin çok ağır ve sert distortion tonları kullanması, gitarlar sertleştikçe bas gitarın duyulması zorlaşıyor. Üçüncüsü ise bas gitaristlerin ilginç şeyler çalmaması, birçok basçı risk almayıp sadece gitarın kök notalarını takip ediyor, bu da basların öne çıkmasını zorlaştırıyor.

Çalarken ellerim çok terliyor bunu nasıl önlerim?

Maalesef benim hiç böyle bir problemim olmadı o yüzden birinci elden yardımcı olamıyorum. Fakat bu sorunu yaşayan arkadaşlar alkol ve kolonya sürmenin iyi geldiğini söylediler. Bir de gitarist arkadaşım Buğra Şişman Driclor adlı kremi tavsiye ediyor.

Müzik

Müzik teorisi öğrenmek iyi müzik yapmak için gerekli mi? Müzik teorisi nereden öğrenebilirim?

Bu soru ve ona benzer birçok sorunun cevabı şu yazıda

O bağlantıdaki cevaba ek olarak, musictheory.net‘in güzel bir online kaynak olduğunu söyleyebilirim.

Müzik kulağım yok, müzisyen olma hayalimden vazgeçmeli miyim?
Cevabı yine şurada

Müzik kulağım var mı nasıl anlarım?
Şuradaki testlere bir bak derim

http://tonometric.com/adaptivepitch/
http://tonometric.com/rhythmdeaf/
http://jakemandell.com/tonedeaf/

Bu testler ortalama bir insana göre kulağının ne seviyede olduğunu gösterecek. Eğer sonucu kötü çıkarsa üzülme, kulak tamamen sonradan geliştirilebilen bir şey. Sen çabaladıkça o skorlar hızlı şekilde gelişecektir.

Müzik kulağımı nasıl geliştirebilirim?

Ear Master Pro benzeri yazılımlar çok güzel kulak geliştirme egzersizleri sunuyorlar. Eğer alacak paran yoksa Google’a “online ear training” yazarsan aynı işi gören bir çok site bulabilirsin. Parça çıkarmak da güzel bir yöntem. İlk başlarda bütün parçayı çıkarmaktansa ufak melodileri çıkararak başla.

Gitarları hazır bir parçanın üzerine nasıl bas gitar yazarım?

Eğer gitar riff tabanlı bir şeyler çalıyorsa o riffin kök notalarını takip ederek başlayabilirsin. Zaten var olan metal müzik partisyonlarının %90ı bu şekilde yazılmış/çalınmıştır. Bas gitarı öne çıkarmak ve parçaya tat katmak için bu rifflerin arasına ufak bas süslemeleri yerleştirebilirsin. Bu süslemeleri yaparken gitarın çaldığı notalara uygun bir gam seçebilir ve o gamdaki notaları kullanarak bir şeyler yapabilirsin.

Eğer gitar akor bazlı bir şey çalıyorsa, başlangıç olarak o akorun kök notasını basabilirsin. Daha fazla tat katmak istersen o akorun içerdiği notaları kullanabilir, ya da o akorun notalarını içeren bir gam çalabilirsin. Örneğin gitar C Maj akorunu (C,E,G) basıyor olsun. Sen kök nota olan C’yi basabilir, ya da süsleme olsun diye arada E ve G notalarını kullanabilirsin. Farklı bir tat katmak istersen de C,E,G notalarını içeren herhangi bir gamdan notalar seçebilirsin (Mesela A minor). Fakat kullandığın gama göre müziğin atmosferini önemli ölçüde değiştirebileceğini unutma.

Akademik Kariyer ve Zaman Yönetimi

Amerika’daki iyi mühendislik okullarında (MIT, Stanford, CalTech, Berkeley vs.) burslu olarak yüksek lisans/doktora yapabilmek için ne yapmak lazım?

İlk anlaman gereken şey bu okulların öğrencileri araştırma/geliştirme yapmak için kullandığı. Yani aradıkları öğrenci profili bilimsel makale yazabilen ve deney yapabilen insanlar. Yaygın kanının aksine sadece notlarınızın iyi olması çoğu zaman bu üniversitelere kabul almak için yeterli değil. Aynı zamanda potansiyel bir araştırmacı olduğunu kanıtlamanız gerekiyor.

Burslu kabul alma şansınızı yükseltecek şeyler şunlar:

1. Araştırma yapabilme yeteneği: Eğer daha önce bir laboratuarda çalıştıysanız ya da konferans makalesi filan yazdıysanız bu çok önemli bir avantaj. Sizi bir çok insanın önüne geçirecektir.

2. Referanslar: Eğer alanında tanınan bir hocadan referans alırsanız bu da şansınızı çok artırıyor. Bunun için üniversitenizdeki yurtdışı bağlantıları olan hocaları gözünüze kestirip onlarla çalışarak kendinizi kanıtlamanız gerekiyor.

3. Not ortalaması: En önemli şey değil dedim ama gereksiz olduğu anlamına gelmiyor. Notların yüksek olması disiplinli çalışabilme belirtisidir, bu da her zaman istenen bir özellik. Ayrıca doktora yeterlilik gibi zorlu sınavları kaldırabilecek kapasiteniz olması bekleniyor.

Bunların dışında, okuldan okula değişmekle beraber GRE ve TOEFL skorları gibi ekstra kriterler var. GRE oldukça kolay bir sınav, sadece örnek sorulara çalışarak onun sayısal kısmından yüksek bir skor alabilirsiniz. Maalesef sayısal kısmı ne kadar kolaysa sözel kısmı da bir o kadar zor. Oradan düşük almanız moralinizi bozmasın, yurtdışından gelen mühendislik öğrencileri için o kısmı genelde iplemiyorlar. TOEFL ise daha önemli, bir çok okul yüksek puan istiyor. Zaten yurtdışında okumak ya da akademik kariyer yapma gibi bir hedefiniz varsa İngilizcenizin üst düzeyde olması lazım. Bu yüzden ne kadar erken dil öğrenmeye yatırım yaparsanız zamanı gelince bu sınavda o kadar rahat edersiniz. Gramerden ziyade dili kullanma bilgisine önem veren bir sınav olduğu için eğer İngilizce pratiğiniz iyiyse fazla zorlanmayacağınızı söyleyebilirim.

Hangi okullarda okudun? Derecelerin var mı?

Kenan Evren Anadolu Lisesi (2004) mezunuyum. ÖSS’de İTÜ Meteoroloji Müh. kazandım ve bir sene orada okuduktan sonra İTÜ Uzay Müh. geçiş ardından da İTÜ Uçak Müh. ile çift anadal yaptım. İki bölümü de 2008 yılında bitirdim. Uçak 3.91/4.00 ile ikinci, Uzay 3.87/4.00 ile birinci olarak bitirdim. Ardından yine İTÜ’den 2010 yılında Savunma Teknolojileri yüksek lisans derecesi aldım. 2010 yılında Massachusetts Institute of Technology (MIT’de) Uçak/Uzay Müh. doktorasına başladım. 2015 Ocak’ta doktoramı bitirdim ve akademisyen olarak çalışmak için temelli olarak Türkiye’ye döndüm.

MIT’ye nasıl girdin?

İTÜ’de 2. senemde yurtdışında doktorasını yapmış ve uçak/uzay mühendisliği üzerine bir çok bilimsel makalesi bulunan bir hocanın kurduğu laboratuara katıldım. Okulu okurken bir yandan oradaki projelere katkı yapmaya başladım. Bilimsel araştırma nasıl yapılır, makale nasıl yazılır bunları öğrendim. Yurtdışında konferanslara katılıp yazdığım makaleleri sundum, orada bir çok insanla tanıştım. Yüksek lisansım da aynen bu şekilde devam etti. Zaten araştırma/geliştirme ve makale yazma tecrübemin olması Amerika’daki okullara burslu kabul almamı çok kolaylaştırdı. Yukarıda bahsettiğim gibi bu okulların öğrencilerden bekledikler bu tarz şeyleri yapabilmeleri. Bunun üzerine İTÜ’deki hocam da benim için sağlam bir referans yazdı, ek olarak lisansımı dereceyle bitirmiş olmam da işe yaradı tabii.

Hiç müzik eğitimi aldın mı?

Hayır, ortaokulda aldığım özel klasik gitar dersleri dışında hiç ciddi müzik eğitimi almadım. Bütün eğitimim mühendislik üzerine.

Aynı anda hem müziğe hem de doktora çalışmalarına nasıl zaman ayırıyordun?

Çok sıkı bir zaman yönetimi ile. İkisini bir arada götürmek mümkün, ama hangisine ne kadar zaman ayırdığınıza dikkat etmen gerekiyor. Her hafta akademik çalışmalara ne ve müziğe ne kadar saat ayıracağımı belirliyorum, ardından o saatleri bir haftaya yaymaya çalışıyorum. Genelde programım akademik çalışmalara günde 8 saat, müziğe ise 4 saat ayırmak üzerine kurulu. Tabii ki bu programa %100 uyamıyorum, ama elimdeki tüm imkanları zorluyorum.

Buradaki anahtar nokta taviz vermemek ve programı sert şekilde uygulamak. Yani “Aman bugün de şu makaleyi okumayayım”, “bugün 2 saat gitar çalsam yeter ya” filan demeye başladığınız anda bilin ki o iş yalan olma yolunda emin adımlar ile ilerliyor. Kendinizi kandırmayın. Eğer çok iş yapmak istiyorsanız çok çalışmak zorundasınız, başka yolu yok.

Günde kaç saat uyuyorsun?

7-8 saat. Eskiden uyku süresini azaltma çabalarım oldu ama pek başarılı olamadım. Sonunda uykuyu normal şekilde alıp gün içindeki vakti daha iyi değerlendirmenin daha etkili olduğuna karar verdim.

Hangi programlama dillerini biliyorsun? Mühendislik okuyacak birine hangi dilleri öğrenmesini önerirsin?

Hatırladığım kadarıyla C, C++, Python, Java, MATLAB ve Julia, bunların hepsinde kod yazma tecrübem oldu. Neredeyse yazdığım her şey “bilimsel programlama” adlı sınıfa giren, ve mühendislik problemlerinin nümerik metotlarla çözümü üzerine kurulu kodlar.

Eğer daha önce hiç programlama tecrübeniz yoksa MATLAB ideal bir başlangıç. Hem anlaması ve yazması kolay, hem de mühendis ve bilim adamlarına yönelik tasarlandığı için bir çok işinizi rahat hallediyorsunuz. Fakat ileride daha büyük ölçekli kodlar yazdıkça, C++ gibi yazması biraz daha zahmetli ama performansı daha yüksek kodlara geçmeyi düşünebilirsiniz.

Programlama dili öğrenmenin güzel bir yanı, bir tanesini öğrendikten sonra diğerlerine geçiş yapmanın çok zor olmaması. Bir çok dil benzer şeyleri kullanıyor, sadece aralarında yapısal farklar oluyor. Yani “sadece bir dil öğrenebilirim” gibi düşünmeyin. Dediğim gibi birini öğrenince diğerleri çok daha kolay öğreniliyor zaten.

İngilizcemi nasıl geliştirebilirim?

Eğer temelinizde, yani gramer ve kelime dağarcığı konusunda sıkıntınız varsa en güzeli kursa gitmek. Kendi başınıza bunları kitaplardan çözmeye çalışmak sıkıntılı olabilir.

Bir kere az çok temeliniz oluştu mu, ardından İngilizceyi geliştirmenin en iyi yolu kitap, film, müzik gibi şeylere saldırmak. Çünkü gramer size kuralları gösterir ama dilin gerçek hayatta nasıl kullanıldığı hakkında bilgi vermez. Özellikle yabancı filmleri İngilizce altyazı ile izleyerek hem insanların gerçek hayatta ne gibi cümleler kullandığını, hem de kelimelerin nasıl telaffuz edildiğini görebilirisiniz.

Bunun dışında konuşmak ve yazmak çok etkili bir yöntem. Okurken ve dinlerken hep pasifsiniz, oysa ki konuşurken ve yazarken aktifsiniz. İnsanların aktif eylemler ile daha iyi öğrendiği neredeyse bilimsel bir gerçek. O yüzden kendi kendinize de olsa konuşun ve bir şeyler yazın. Çok kısa sürede İngilizcenizin daha iyi hale geldiğini göreceksiniz.

Neden akademik kariyerine Türkiye’de devam etmek istedin? Döndüğüne pişman mısın?

İki tane sebebi var, biri duygusal diğeri ise mantıksal. Duygusal sebep İstanbul’u, oradaki ortamımı ve ailemi çok seviyor olmam. Yurtdışında yaşamak hayat standartlarının yüksekliğinden dolayı bir çok kişiye çekici gözüküyor. Ama yaşayan bilir, hiç bir yer insanın gerçek evi gibi olmuyor.

Mantıksal sebebi ise şu; Türkiye’de genç mühendislik öğrencilerinin yetiştirilmesi ve havacılık ve yapay zeka üzerine üst düzey projelerin yapılması konusunda büyük bir potansiyel olduğunu görüyorum. Yurtdışında edindiğim tecrübenin bu potansiyelin açığa çıkarılmasında katkı sağlayabileceğini düşünüyorum. Böyle bir şeye katkıda bulunmaktan daha büyük bir tatmin hayal edemiyorum. Bu bana Amerika’da kalıp rahat bir yaşam sürmekten çok daha çekici geliyor.

Bu soruyu cevaplarken (2018 Ocak), döneli yaklaşık 3 sene oldu. Kesinlikle döndüğüme pişman değilim. Şu an üniversitede endüstri ile ortak bir çok yenilikçi proje yürütüyor ve öğrencilerimle beraber her sene bir sürü bilimsel yayın yapıyorum. Ülkeye bilimsel manada az da olsa katkı yapabilmenin ve öğrenci yetiştirmenin getirdiği muazzam bir mutluluk var. İlk geldiğim senelerde ister istemez biraz zorlandım, sonuçta Türkiye mücadele ülkesi, hiç kimse senin için işleri kolaylaştırmıyor. Ama uğraşırsan eninde sonunda bir şeyler elde ediyorsun. Amerika’da büyük ihtimalle daha rahat ama tatsız tuzsuz bir hayatım olacaktı. Gelecekte buradaki işlerimin daha da iyiye gideceğine dair inancım yüksek.

Şu an nerede çalışıyorsun, sana nasıl ulaşabiliriz?

2015 Ağustos ayından beri İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak Mühendisliği Bölümü’nde yardımcı doçentim. Ofisim İTÜ Ayazağa kampüsü, Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi 02 No’lu odada. Fakat çok sık seyahat ettiğimden her zaman ofiste olmuyorum, eğer öncesinde email üzerinden randevu alırsanız görüşebiliriz. Kapım herkese açık.

Hangi konular üzerine araştırmalar yapıyorsunuz?

İki tane temel araştırma alanım var. Birincisi yapay zeka uygulamaları, ikincisi ise hava ve uzay araçlar için kontrol sistemi tasarımı. Bu konular üzerine hem ulusal hem de yurtdışı destekli bir çok proje yürütüyorum, bilgilere projeler sayfasından ulaşabilirsiniz. Bu konular üzerine öğrencilerim ve çalışma arkadaşlarım ile yaptığım yayınları, yayınlar sayfasından görebilirsiniz.

Firmalara danışmanlık yapıyor musunuz? Endüstri ile işbirlikleriniz var mı?

Evet özellikle savunma sanayi firmaları ve yapay zeka teknolojilerini kullanan/ilgi duyan firmalar ile yakından çalışıyorum. Bu çalışma modeli kişisel danışmanlıktan ziyade öğrencilerim ile beraber çalıştığımız bir proje formatında oluyor. Klasik danışmanlığın ötesinde, firmaların ürünlerine ve araştırma süreçlerine doğrudan destek veriyoruz. Projeler sayfasında beraber çalıştığımız firmaları görebilirsiniz.

Uçak ve Uzay Mühendisi bölümünde nasıl bir eğitim veriliyor? Uçak ve Uzay Mühendisi ne iş yapar? Türkiye’de iş imkanları nasıldır?

Uçak mühendisliğinde temel mühendislik eğitimi verildikten sonra hava araçlarının (uçak, helikopter vb.) fiziksel çalışma prensipleri üzerine dersler alınıyor, ardından otopilot sistemleri, yapısal analiz, motorlar vb. daha spesifik komponentlerin çalışma prensipleri ve tasarımı üzerine dersler alarak mezun olunuyor. Bir çok teorik dersin yanı sıra laboratuvar uygulamaları ve bilgisayar kullanımı/kod yazma içeren dersler de mevcut. Uzay mühendisliğinin eğitimi de çok benzer, yalnızca hava araçları yerine daha çok uzay araçları (uydu, roket vb.) üzerine dersler alıyorsunuz.

Uçak mühendisliği mezunlarının kendi mesleklerini icra etmek istemesi durumunda genelde iki seçenek var. Birincisi İstanbul’da bir hava yolunda işe girmek (Türk Hava Yolları vb.), burada uçakların bakım planlamasından tut uçuş verisi işlemeye kadar değişik pozisyonlar bulunuyor. Diğer bir seçenek ise Ankara’ya gidip savunma sanayide çalışmak, orada biraz daha teknik düzeyi yüksek işler yapmak mümkün oluyor. Uzay mühendisliği için de yaklaşık olarak aynı opsiyonlar geçerli.

Bunların yanı sıra, uçak ve uzay mühendisliği makine mühendisliği temelli bir eğitim verdiği için mezunlar havacılık ve uzay dışındaki bir çok sektörde de (otomotiv, yazılım vs.) iş bulabiliyor. Açıkçası iş bulma sıkıntısı yaşayan mezunumuza rastlamadım.

İş imkanları özellikle şu sıralar (2017-2018) oldukça iyi. Havacılık ve savunma sanayi ülkenin öncelikli alanlarından biri haline geldiği için firmalar sürekli işe alım yapıyor ve yeni mezunlar için piyasa ortalamasının çok üzerinde maaşlar veriyorlar. Bu durumun yakın zamanda değişeceğine sanmıyorum. Yani özetle, uçak ve uzay mühendisliği şu an ülkede en rahat iş bulan ve en iyi para kazanan mühendislikler arasında, bölümlerin sürekli artan giriş puanı da bunu doğruluyor.

İTÜ’de hangi dersleri veriyorsunuz? Derslerinize misafir/dinleyici olarak gelebilir miyiz?

İTÜ’de şu an ağırlıklı olarak yüksek lisans ve doktora düzeyinde matematik, optimizasyon ve uçak kontrol sistemleri derslerini veriyorum. Lisans için sadece olasılık ve istatistik veriyorum. Dersler ile ilgili detaylı bilgi dersler sayfasında. Evet derslerim herkese açık, misafir olarak gelip dinleyebilirsiniz.

İTÜ Uçak ve Uzay Mühendisliği Yüksek Lisans programına kabul edilme şansımı nasıl arttırabilirim?

Öncelikle bu yüksek lisans programına girmenin eskiye oranla çok daha zor hale geldiğini belirtmem lazım. Şu an her sene 150 civarı başvuru oluyor, fakat sadece 30 civarı kişi kabul alıyor. Doktora programına girmek biraz daha rahat.

Yüksek lisans programına kabulde en ağırlıklı kriter ALES puanı. Yani ALES’ten ne kadar yüksek alırsanız şansınız o kadar artar. Eğer GRE sınavına girdiyseniz ALES yerine onu da kullanabilirsiniz, hatta o sınav bir nebze daha kolay olduğundan ve yurtdışında da işe yaradığından onu tercih edebilirsiniz.

Yabancı dil sınavı kabul puanınıza etki etmiyor fakat sınav sonucunuz yoksa sizi en baştan eleyebiliyorlar. Bu yüzden mülakata gelirken elinizde YDS ya da TOEFL (üniversitede yapılmış olması lazım) gibi bir sınav sonucu olmasına dikkat edin, puanın çok yüksek olması gerekmiyor.

İkinci etken lisans not ortalamanız, eğer 3.00’ın altındaysa şansınız epey zorlaşıyor. Özellikle İTÜ dışından bir üniversiteden başvuruyarosanız ortalamanın yüksek olmasında fayda var (3.50 ve üzeri).

Son kısım ise mülakat. Bizim mülakatlarda genelde teknik bir şey sorulmuyor, onun yerine kariyer hedeflerinize ve yüksek lisansta ne çalışacağınız tartışılıyor. Bu kısımda referans mektupları önemli, jüri onları açıp okuyor. Eğer çalışacağını hocayı önceden belirlediyseniz ve ondan referans aldıysanız bu mülakat notunuzu epey olumlu etkiliyor. Fakat hedefsiz bir görüntü çiziyorsanız ve İTÜ dışında bir üniversite ya da uçak/uzay dışında bir bölümden başvuruyorsanız o zaman işiniz zor.

Sonuç olarak, yüksek lisans yapma hedefiniz varsa yapabildiğiniz kadar ALES/GRE ve ortalaması yapın ve çalışmak istediğiniz hocadan referans alın. Eğer bölüm dışından başvuracaksınız neden bizim bölümü tercih ettiğinizi ve hangi konuları çalışacağınızı iyi açıklamaya hazır olun.

Sizinle bitirme çalışması yapmak isteyen İTÜ Uçak ve Uzay mühendisliği öğrencilerinizden beklentileriniz nelerdir?

Kontenjan kısıtı geldiğinden beri bitirme öğrencilerini kabul ederken biraz daha seçici davranıyorum. Beklentim, öğrencinin mezuniyetten en az 1 sene öncesinden benle konuşmaya başlaması, yeni şeyler öğrenmeye meraklı olması ve bitirme için ciddi zaman harcamaktan kaçmaması. Bitirmeyi zulüm olarak gören ve bir an önce minimum şartları sağlayıp mezun olmaya bakan öğrencilere genelde sıcak bakmıyorum.

Sizinle yüksek lisans/doktora tezi yapmak isteyen öğrencilerden beklentileriniz nelerdir?

Aradığım öğrenci tipi kendi kendine öğrenme yeteneği ve motivasyonu çok yüksek olan, bilimsel çalışma yapmayı hayatının merkezine koymuş disiplinli öğrenciler. Bu öğrencileri genelde kısa bir deneme sürecinden sonra projelerimde görev veriyorum, tezleri de projedeki görevlerine paralel şekilde gelişiyor. Öğrenci bu şekilde bolca bilimsel yayın yapma olanağı da buluyor.

Özel durumlar haricinde yüksek lisans/doktora yaparken bir yandan bir işte çalışan öğrencilere danışmanlık yapmaya sıcak bakmıyorum. Özel durum şu, eğer öğrencinin iş yeri yüksek lisans/doktora yapmasını destekliyorsa (yani öğrenci derslere rahat şekilde gelebilecekse) ve iş yerinde çalıştığı proje üzerinden bir tez çıkaracaksa, ancak o zaman danışmanlık yapmaya olumlu bakıyorum.

Başka bölümlerde ya da üniversitelerden öğrenciler ile çalışmaya sıcak bakıyor musunuz?

Evet, yapay zeka çalıştığım için İTÜ içerisinde özellikle bilgisayar mühendisliği bölümünden bir çok öğrenci ile yakından çalışıyorum. Bunun dışında ortak fayda belirlendikten ve düzgün bir çalışma modeli oluşturulduktan sonra başka üniversitelerden öğrenciler ile de çalışmaya açığım.

 

Diğer Müzik Grupları ve Basçılar Üzerine

Cliff Burton hakkında ne düşünüyorsun?

Metal tarihi açısından çok önemli bir basçı, stili bir çok insana ilham verdi. Özellikle distortion, wah gibi efektleri çok yaratıcı şekilde kullandığını düşünüyorum. Yazdığı baslar da aslında bas gitarın öne çıkmasına fazla izin vermeyen bir müzik için çok başarılı. Bir de Orion var tabi, bas gitar açısından baştan aşağı olağanüstü bir parça, sırf onun için bile bütün övgüleri hak ediyor. Fakat bunun ötesinde benim için özel bir anlam ifade ettiğini maalesef söyleyemeyeceğim. Tabii ki kendisini seviyorum ama beni etkileyen başlıca basçılar arasında sayamam.

Metallica’nın diğer basçıları hakkında ne düşünüyorsun?

Jason her ne kadar mikslerde çok öne çıkmasa da müthiş bir tona sahip . AJFA’nın izole bas kayıtlarını dinlerseniz ton ve tuşe olarak metal tarihindeki en sağlam penalı bas gitar performanslarından birini duyuyorsunuz. Bunun ötesinde müthiş bir sahne adamı. Metallica’nın dünya devi hale gelmesinde büyük rolü olan 88-94 arası konserlerde sahne şovu ve seyirciyi gaza getirmek konusunda çok başarılıydı. Bence bu katkısı çoğu zaman göz ardı ediliyor ve Jason’a hak ettiği değer verilmiyor.

Rob bence bütün Metallica basçıları arasında teknik olarak en üstün olanı. Bunu maalesef Metallica’da çok sergileyemiyor, ama eski gruplarında yaptığı işlerin kalitesi ortada.

Seni en çok etkilemiş basçılar kimler?

İlk başladığımda idollerim Geddy Lee ve Steve Harris’ti. Onların bas gitar ile şarkıları nasıl süsledikleri çok hoşuma gidiyordu, ben de onlar gibi baslar yazmak istiyordum. Bir de Harris’in rifflerine çalışmak beni sağ elimi çok geliştirdi. Sağ el tekniğimin çok önemli bir kısmını lisede sabah akşam çalıştığım Iron Maiden şarkılarını borçluyum.

Daha sonra death metal dinleyeme başladıkça Alex Webster ve Steve DiGiorgo idollerim haline geldi. Webster her ne kadar gitarların dışına çok çıkmayan bir basçı olsa da, tonu, tuşesi ve hızı beni acayip etkilemişti. Hatta sapa yakın ve teller düşük çalmak kesinlikle ondan etkilenerek yaptığım bir şey. Ayrıca Cannibal Corpse şarkılarında bol şekilde bulunan hammer-on ve pull-off lar sol elime baya katkı yaptı. DiGiorgio ise beni perdesiz çalmaya iten isim oldu. Individual Thought Patterns albümü resmen bas gitara bakış açımı değiştirdi. O albümü defalarca kez dinledikten sonra perdesiz bas gitar sahibi olmam gerektiğini anladım.

Son olarak Erlend Caspersen’dan da kısaca bahsetmem lazım. Üniversite yıllarımda ortalama bir metal basçısıydım. Bunun bir sebebi de kendime yettiğimi düşünmem ve gelişmek için fazla bir motivasyonumun olmamasıydı. Fakat Erlend’in videolarnı görünce kelimenin tam anlamıyla aklım çıktı. Benim “bunu kimse yapamaz” diye düşündüğüm bir çok şeyi adam güle oynaya yapıyordu. Onu gördükten sonra bana inanılmaz bir gaz geldi ve çok daha ciddi ve sistematik çalışmaya başladım.
Bunlar dışında etkilendiğim bir sürü başka metal basçısı var tabi. Mesela Sean Malone ve John Myung ilk aklıma gelenler. Fakat yukarıda saydığım isimlerin gönlümde ayrı bir yeri var.

Billy Sheehan hakkında ne düşünüyorsun?

Teknik olarak müthiş bir basçı. O kadar hızlı ve net çalabilmesi olağanüstü. Ayrıca birçok insanın bas gitarda neler yapılabileceği konusunda gözünü açmıştır. Yazdığı partisyonları da genel olarak seviyorum, kendini öne çıkarmadığı yerlerde de çok güzel düşünülmüş şeyler yapıyor. Fakat bunların ötesinde beni çok etkilediğini söyleyemem. Benim bas gitar sololarına yaklaşımım biraz daha farklı.

Ülkemizdeki en iyi basçılar sence kimler?

Metal müzik içinde değerlendirirsek, Onur Altınay (Thrown To The Sun), Emin Köklü (ACT) ve Erdem Ulubaş (Murat İlkan) çok beğendiğim isimler.
Metal dışında benim için öne çıkanlar Gürol Ağırbaş, Nurhat Şensesli ve Alper Yılmaz. Özellikle Gürol Ağırbaş’ın Bas Şarkıları albümleri beni çok etkilemiştir.

Metallica mı Megadeth mi?

Metallica. Megadeth ancak çalmaya başladıktan sonra sevdiğim bir grup oldu. Ama onu bir kenara bırakırsak Metallica’nın şarkılarının bende daha derin duygular uyandırdığını söyleyebilirim. Megadeth özellikle enstrüman kullanımı olarak harika bir grup ama bende aynı etkiyi yapmıyor.

Black Metal sever misin?

Evet, çok dinlediğim bir tür olmasa da takip ettiğim gruplar var. Burzum, Marduk ve Immortal fanıyım. Onlar dışında Deathspell Omega ve Watain de sevdiğim gruplar.

Senin için tüm zamanların en iyi metal albümleri?

Esktrem olmayan metal:
Dream Theater – Scenes from a Memory
Iron Maiden – Seventh Son of A Seventh Son
Spiral Architect – A Sceptic’s Universe
Spastic Ink – Ink Complete
King Diamond – Abigail

Ekstrem Metal:
Death – Individual Thought Patterns
Necrophagist – Onset of Putrefaction
Theory In Practice – Colonizing The Sun
Spawn of Possession – Noctambulant
Suffocation – Pierced From Within

Rüya kadrodan oluşan bir grup kursan kimleri alırdın?

Ne tarz olduğuna bağlı. En sevdiğim iki müzik türü progresif metal ve death metal.

Mesela progresif metal grubu kuracak olsaydım,
Vokal – Daniel Gildenlow
Gitar – Ron Jarzombek
Gitar – John Petrucci
Bas – Ben (eğer kendimi koymama izin yoksa Steve DiGiorgio)
Davul – Marco Minnemann

Eğer death metal grubu olacaksa
Vokal – Sadece brutal vokal yapan Mikael Akerfeldt
Gitar – Peter Lake
Gitar – Jeff Loomis
Bas – Ben (eğer kendimi koymama izin yoksa Erlend Caspersen)
Davul – Gene Hoglan

Death metal dinlemeye başlamak için ne önerirsin?

Eğer daha önce hiç dinlemediyseniz, The Faceless ve Obscura gibi daha temiz ve steril prodüksiyonlara sahip gruplardan başlamanızı öneririm. Deicide, Cannibal Corpse, Morbid Angel gibi eski gruplar çok daha çiğ bir sounda sahip olduğundan direkt onları dinlemek çekici gelmeyebilir.

Metal dışında neler dinliyorsun?

Rock/Metal müzik dinlediğim şeylerin yaklaşık üçte birini oluşturuyor. Sıkı bir klasik müzik hayranıyım, her dönemden bestekarı seviyorum. Caz da çok dinliyorum ama sadece füzyon olarak adlandırılan ve içinde rock elementleri bulunduran alt türünü. Bunlar dışında dans etmeye yönelik olmayan elektronik müzik de dinliyorum.

Klasik Müzik dinlemeye yeni başlayan birine hangi eserleri önerirsin?

Senfoniler ve Konçertolar:
Bach – Brandenburg Konçertoları
Beethoven – Bütün Senfonileri (Özellikle 5 ve 9, Karajan kayıtları)
Chopin – Bütün Piyano Konçertoları (Özellikle 2)
Debussy – Jeux
Dvorak – 9 . Senfoni (New World)
Gershwin – Rhapsody in Blue
Haydn – Londra Senfonileri
Mendelsson – İtalyan Senfonisi (4 numara olması lazım)
Mozart – Klarnet Konçertosu
Mozart – 20-27 Piyano Konçertoları
Mozart – 40 ve 41 nolu senfoniler
Mussorgosky – Pictures at an Exhibition
Profokiev – Romeo ve Juliet
Rachmaninov – 2 ve 3 nolu piyano konçertoları (benim kişisel favorim bunlar)
Ravel – Bolero
Schoenberg – Five Orchestral Pieces (Op 16)
Shostakovich- 1 nolu Cello Konçertosu
Stravinsky – Rite of Spring
Tchaikovsky – 1 Nolu Piyano Konçertosu
Tchaikovsky – 4 ve 6 nolu senfonileri
Vivaldi – 4 mevsim

Oda Müziği:
Bartok – String kuartetleri
Beethoven – String kuartetleri (son dönem olanları, bunlar çok ama çok acayip..)
Beethoven – Keman sonatları
Dvorak – 12 nolu string kuarteti
Mozart – String Quartet K465
Schubert – Piano ve String kuartetleri (piyano trioları da sağlam aslında)
Shostakovich – 8 nolu string kuarteti

Solo Enstrumantal:
Bach – Cello suitleri
Bach – Goldberg Varyasyonları (özellikle Glenn Gould kaydı)
Bach – Solo keman sonatları ve partitalari
Beethoven – Bütün piyano sonatlari (son donem olanlar özellikle, Kovachevich kayıtları tavsiye edilir)
Chopin – Nocturneler, Balladlar (özellikle 1 ve 3), Preludeler, etudler (aslında Chopin’in solo piyano için olan her şeyini dinle sen..)
Lizst – Bminor Sonat (özellikle Pogorelich kaydı, of of of…)
Paganini – 24 Caprice
Mozart – 11 Nolu piyano sonatı
Schubert – Impromptular

Vokal:
Bach – Mass in B Minor
Beethoven – Missa solemnis
Handel – Messiah
Mozart – Requiem*(bu listeden sadece bir şey dinleyeceksen bunu dinle)
Orff – Carmina Burana

Caz dinlemeye yeni başlayan birine hangi albümleri önerirsin?
Sadece füzyon tavsiyesi verebilirim,

Miles Davis – In a Silent Way
Miles Davis – Bitches Brew
Chick Corea Elektric Band – Eye of The Beholder
Jaco Pastorius – Jaco Pastorius
Tribal Tech – Rocket Science
Mahavishnu Orchestra – Inner Mounting Flame
Brand X – Unorthodox Behaviour
Al Di Meola – Land of The Midnight Sun
Al Di Meola – Elegant Gypsy
Michel Camillo – Rendezvous
Weather Report – Heavy Weather
Watanabe, Bona, Hernandez – Mo’Bop
Alan Holdsworth – Metal Fatigue
Bela Fleck & Flecktones – Flight of the Cosmic Hippo
Return To Forever – Romantic Warrior

Achroma Rising

Achroma Rising nasıl kuruldu?

pasifagresif.com’u bir süredir takip ediyor, kullanıcı olarak yorum yapıyor ve arada konuk konser yazıları yolluyordum. Daha sonra sağ olsunlar bas gitar videolarımı haber yaptılar ve güzel ilgi gördü. Ardından Ahmet bana PasifAgresif için bir bas gitar köşesi yazmamı teklif etti. Bunun yanı sıra kafasında enstrümantal bir metal müzik projesi olduğunu ve benimle çalışmak istediğini söyledi. Benim de kafamda uzun zamandır bas çalışımı öne çıkaracağım ve beste yapımına direkt katkıda bulunacağım enstrümantal bir grup başlatma fikri vardı. O yüzden hiç düşünmeden evet dedim ve proje başladı.

Daha sonra ilk şarkıda konuk olarak yer alması için Amerika’da okurken tanıştığım ve sonradan yakın arkadaşım haline gelen Eren Başbuğ’a teklif götürdük. Eren’in şarkıya yaptığı klavye kaydı aklımızı alınca kendisine kalıcı eleman olması için teklif götürdük, o da kabul etti.

Hiç canlı çalacak mısınız?

Yakın gelecekte zor gözüküyor. Şu an sadece kayıtlara ve şarkılarımızı yayınlamaya odaklanmış durumdayız. Ama ileride gerekli şartları sağlayabilirsek olabilir tabii ki.

Besteleri nasıl yapıyorsunuz? Sadece bas gitarları mı yazıyorsun?

Bütün enstrümanları (gitar, bas, klavye, davul) Ahmet ve Eren ile ortaklaşa yazıyoruz. Duyacağınız her şey üç müzisyenin birbiri ile iç içe geçmiş fikirleri.

İleride albüm ya da EP çıkacak mı? 

Bu konuda kesin bir plan henüz yok. Önceliğimiz elimizdeki parçaları yayınlamak, ardından duruma göre karar vereceğiz.

Hep üç kişi mi devam edeceksiniz, başka eleman alacak mısınız?

Konuk elemanlar olabilir ama kalıcı eleman alma fikri şu an için yok.

Water Devours The Earth’ten beri yeni bir şey gelmedi. Grup hala aktif mi? 

Evet grup hala aktif, üçümüz de grup için heyecan duyuyoruz. Beste yapım ve kayıt süreci aktif devam ediyor. Fakat herkesin grup dışında çok fazla yoğunluğu olduğu için işler istediğimiz kadar hızlı ilerlemedi. Hepimizin iş hayatı stabilize olunca grup hızlı şekilde çalışmaya devam edecektir.

Diğer

 Başka gruplardan gelecek tekliflere açık mısın?

Türkiye’ye döndüğümden beri çok yoğun bir akademik program içindeyim. Dolayısıyla ciddi planları olan, yani her hafta prova yapan ve turnelere çıkmak isteyen bir gruba girmem imkansız. Daha küçük hedefleri olan gruplara girebilmem bile sıkıntılı, çünkü hep zamanlama sorunları olacak.

Fakat her zaman açık olduğum bir konu var; kayıt yapmak. Kendi evimde ve tamamen kendi zaman yönetimimle yapacağım bir şey olduğu için bu tarz işbirliklerine varım. Müziği ilgimi çeken grupların ya da solo sanatçıların kayıtlarında çalmam mümkün. Eğer böyle bir teklifiniz varsa bana e-mail ya facebook üzerinden ulaşabilirsiniz.

Bas gitar çalmaya nasıl başladın?

Lisede okul grubuna girmeyi çok istiyordum. Daha önce bir sene kadar klasik gitar dersleri almıştım, fakat bana gitarist değil basçıya ihtiyaçları olduğunu söylediler. Ben de sırf gruba girebilmek için bas gitara geçtim. Zamanla da bir tutku haline geldi.

Müzik ve akademik kariyer arasında seçim yapman gerekirse ne yaparsın?

Bu konu zamanında benim kafamı çok meşgul etti. Sonunda sağlıklı bir hayat sürebilmek için ikisine de ihtiyacım olduğuna karar verdim. Fakat ana meslek olarak akademiyi seçtim, çünkü bir akademisyenin hayat tarzı bana çok daha uygun. Müzisyenliği profesyonel olarak yapmak ise aynı oranda çekici gelmiyor açıkçası. Müziği meslek olarak değil, tamamen kendi kontrolüm altında akademinin yanında yapmayı seviyorum.

Bilgisayar oyunu oynar mısın?

Evet, özellikle Adventure türündeki oyunları. Bugüne kadar çıkmış olan neredeyse bütün Adventure oyunlarını bitirmişimdir. Bu sitede yer alan blogumda bazı oyun incelemelerimi (İngilizce) bulabilirsiniz.

Spor yapıyor musun?

Hayır sporla pek aram yok. Sadece daha sağlıklı olmak için arada gym’e gidiyorum

Çalabildiğin başka enstrümanlar var mı?

Giriş seviyesinde klasik gitar ve akustik gitar çalabiliyorum.

Leave a Reply

Your email address will not be published.